Kaynak: https://cicidoktorum.com/2021/07/01/temiz-havuzlar-kulak-iltahabi-yapar-mi/
Yaz mevsimi geldi, havalar ısındı ve önümüzde daha da sıcak günler var. Sıcak havalardan etkilenip serinlemek için denize, havuza girmek ve bronzlaşmak için de güneşlenmek gibi yaz aktiviteleri bizi bekliyor. Ama hem oyunlar oynamak hem de serinlemek için girilecek bu havuzlar aynı zamanda kulak iltihaplarının da sebebi olabiliyorlar.
Bir Kulak Burun Boğaz Uzmanı olarak yazları en sık karşılaştığımız iltihaplar “external otit” diye bilinen dış kulak yolu enfeksiyonlarıdır. Bu rahatsızlık dış kulak yolu cildinin bir enfeksiyonudur ve etkeni de sıklıkla virüs, bakteri ve mantarlardır. Halk arasında genellikle bu enfeksiyonların havuzun kirli ya da mikroplu sularından kaynaklandığı düşünülür ama işin aslı pek de böyle değildir.
İnsan cildi, dış etkenlere karşı gözle görülemeyecek kadar ince bir koruyucu tabaka tarafından korunur. Bu tabakanın en önemli özelliği asit yapıda olmasıdır. Bu asit tabaka dış kulak yolumuzu da kaplar ve onu tüm dış etkenlere olduğu gibi mikroplara karşı da korur. Sanıldığı gibi herhangi bir mikrop dış kulak yolu cildine temas ettiğinde enfeksiyon yaratamaz, tabi eğer koruyucu tabaka sağlamsa…
Hastalık etkeninin hastalığa yol açabilmesi sadece o etkenin ortamda olmasına bağlı değildir. Etken ne kadar güçlü olursa olsun eğer vücudumuz sağlıklı ve sağlamsa hastalığın oluşması o kadar da kolay olmayacaktır. Aksine vücut savunması zayıfsa veya koruyucu bariyerler sağlam değilse etken kolaylıkla hastalığa sebep olabilir. Bu, neredeyse tüm organlarımız ve yaşayabileceğimiz her hastalık için aşağı yukarı böyledir. Zaten aslında çoğu zaman derimizin üzerinde mikroorganizmalar bulunmaktadırlar, hem de hastalık üretecek kadar da çok sayıdadırlar. Ama koruma tabakası sayesinde enfeksiyon oluşmaz.
Dış kulak yolunu örten deri, vücudumuzun diğer yerlerindeki deriden çok daha ince ve hassastır. Travmalara maruz kalırsa çok çabuk hasarlanır. Bu hasar, mikrotravma şeklinde gözle görülemeyecek sıyrık ve çatlaklar şeklinde olabileceği gibi çok daha belirgin de olabilir. Kulak dışındaki kıvrımlar için üretildiği halde hatalı olarak kulak içine kullandığımız temizleme çubukları bu tür belirgin hasarlara en çok yol açan araçlardır. Mikrotravmalara yol açan en sık etkenler ise tazyikli su ve havuz aktiviteleridir.
Duş alırken kulağımıza tazyikli su girmesi, şaka amaçlı kulağa su atılması, havuza atlama, derin dalışlar ve havuz içinde çok hareketli aktiviteler mikro düzeyde kulak yolu travmasına yol açabilir. Daha da önemlisi havuzun hijyenik olması, mikroplardan arındırılması için kullanılan ozon, bakır sülfat ya da yeni nesil kimyasallar da bu travmaya çanak tutarlar. Nasıl mı? Bu kimyasalların hemen hepsi havuz suyunun pH derecesini yükseltir de o yüzden. Yani bazik bir ortam oluştururlar. Bu bazik ortam ise kulak yolunu örten cildin en büyük düşmanıdır. Çünkü asit özellikli koruyucu tabakamızın nötralizasyonuna neden olur. Korunamayan cilt ise travmalara çok daha yatkın hale gelir. Hem fiziksel hem de kimyasal yönden travmaya maruz kalmış cildimiz, zaten ortamda var olan mantar, virüs ve bakterilerin yaratacağı enfeksiyonlara böylece açık hale gelir. Bu nedenledir ki uzun süre havuzda kalıp bahsettiğimiz aktiviteleri bolca yapan herkesin kulağında external otit gelişebilir. Bu hastalık, özellikle kulak girişinde dokunmakla oluşan aşırı hassasiyet ile başlayıp kulak şişliğine ve en sonunda da gece artan (yatış pozisyonundan dolayı o bölgede kanlanmanın artışı nedeniyle) kulak ağrısına yol açan ve ciddi rahatsızlık yaratan bir enfeksiyondur. Sıklıkla yazları görülür, bunun da sebebi genellikle havuzlardır, hem de temiz olduğu düşünülen havuzlar!