Hastalıklar, dış etkenlerin meydana getirdiği kötü durumlar olarak algılanırlar. Daha doğrusu bu etkenlere karşı savunma mekanizmasının verdiği cevaptır hastalık.
İnsanı hasta eden bu dış etkenlerden en bilineni mikroplardır ve yüzyıllardır görülen hastalıkların en sık nedenidir. Çeşitli alerjenler, hızlı değişen iklim şartları, hayvan veya bitkilerden insana aktarılan zehirler ve binalardaki rutubet de yine sık görülen hastalık sebeplerindendir. İnsanlığın varoluşundan bu yana bu somut dış etkenlerin yanı sıra bir de soyut dış etkenler hastalık oluştururlar. Tüm modern tıp alemi de kabul eder ki stres başlı başına bir hastalık etkenidir. Ayrıca uzun süren yaslar, derin üzüntüler, gelecek kaygısı, kara sevdalar, ayrılıklar, aşağılanma, haksızlığa uğrama ve maruz kalınan baskılar da hastalıklara yol açabilirler. İnsana ait bu duyguların hepsi karakter özelliklerine bağlı olarak kişileri hasta edebilen soyut dış etkenlerdir.
Yalnızlık kimileri için özlenen ve istenen bir kavram olsa da çoğu insan yalnız kalmayı istemez. İnsanın yaradılışı itibariyle sosyal bir varlıktır ve en azından bir eş ya da arkadaş ihtiyacı hep olmuştur. Dünya kuruldu kurulalı insanlar eşlerini ya da sırdaş olabilecek dostlarını yanında ister ve ona göre bir hayat sürmeye gayret ederler. En azından aile fertleriyle birlikte yaşamayı tercih ederler. İnsan yavrusu doğduğu andan itibaren annesine ihtiyaç duymaz mı? Büyürken bir şekilde ona bakacak birine, gençken arkadaş olacak birine ve büyüdüğünde de bir eşe. Aynı şekilde yaşlandığında da yoldaşa muhtaçtır insanoğlu.
Yalnız kaldığında insan genellikle vücudunu dinler, geçmişi düşünür ya da gelecekle ilgili kaygılanmaya başlar. Tüm bunlar hastalık için zemin hazırlayan ortamları beraberinde getirebilir. Aşk ya da evlilikte görülen ayrılıklardan sonra da hayal kırıklığı kadar onca beraberlikten sonra yalnız kalmak da insanı olumsuz etkiler. Ayrılıktan sonra hastalanma nadir görülen bir olgu değildir. Ayrılığın ya da yalnız kalmanın bir sebebi de hayatın acı gerçeği olan ölümdür. Eşi ölen yaşlı erkeklerin çoğunun kısa süre içinde daha düşkün ve sağlığı daha bozuk hale geldiği bilinen bir gerçektir. Bebeklerin de annesiz ya da ailesiz büyümeleri ileride onları bir şekilde hastalandırabiliyor, fiziksel ya da duygusal anlamda birçok hastalık böyle büyüyen insanlarda görülebiliyor.
Görülüyor ki hayatta stres yaratan birçok durum gibi yalnızlık da hastalıkların sebebi haline gelebiliyor. Yalnızlık hasta eder sözü iddialı bir önerme olacaktır ama yalnızlığın hastalığa giden yolu kısaltabildiği kabul edilmesi gereken bir gerçektir.